VERGİ DAİRESİ İŞLEMLERİ
A- TACİRİN MALİYEYE KARŞI SORUMLULUKLARI
- Bildirimlerde Bulunmak
Bildirim, VUK.da belirlenen vergileme ile ilgili olay ve değişikliklerin yine kanunda belirlenen şekil ve süreler içerisinde yükümlüler tarafından ilgili vergi dairesinin bilgisine sunulmasıdır. Vergi dairesi bu bildirim ile öğrendiği olay ve değişikliklerin vergileme yönünden sonuçlarını saptar ve gereğini yerine getirir.
Bildirimler genelde yazılı şekilde (VUK. md. 169) doğrudan vergi dairesine yapılabildiği gibi, kanuni süresi içerisinde posta ile de yapılabilir. Posta ile yapılacak bildirimlerin iadeli taahhütlü yapılmasının da yükümlü yönünden yararları vardır (VUK. md. 169). Okuma ve yazması olmayanlar bildirimleri sözle yapabilirler. Sözle yapılan bildirimler tutanakla tespit edilir.
Tacir aşağıda belirtilen durumları bildirmekle yükümlüdür.
İşe Başlamanın Bildirilmesi
Sürekli vergi yükümlülüğüne tabi olmayı gerektiren herhangi bir işe başlayacak olan yükümlüler işe başlamadan önce işe başlayacağını ilgili vergi dairesine bildirmekle yükümlüdürler (VUK. md. 168). Ayrıca, 167 Sıra Nolu VUK. Genel Tebliğinde de, vergi yükümlülerinin işe başlamadan önce yetki alanına girdikleri vergi dairesi müdürlüklerine veya başkanlıklarına, işe başlama bildirimi düzenleyerek bildirimde bulunmaları gerektiği belirtilmiştir.
Örneğin; 20 Şubat 2008 tarihinde işe başlayacak bir yükümlünün, en geç 19 Şubat 2008 tarihinde işe başlama bildiriminde bulunması gerekmektedir.
Kimler bildirimde bulunacaktır ?
• Vergiye tabi ticaret ve sanat erbabı,
• Serbest meslek sahipleri,
• Kurumlar vergisi yükümlüleri,
• Kollektif ve adi şirket ortakları ile komandit şirketlerin komandite ortakları bildirimde
bulunmak zorundadır (VUK. md. 153).
İşe başlama bildirimi, "İŞE BAŞLAMA/BIRAKMA BİLDİRİMİ" formu ile yapılır. Bu formda iki nüsha düzenlenir. İki nüsha ile ilgili vergi dairesine başvurulur. İkinci nüsha, kayıt tarihi ve sayı kaşesi bastırıldıktan sonra geri alınarak yükümlü tarafından dosyada saklanır.
İşe başlama bildirim formunun doldurulmasıyla, yükümlü vergi dairesine gerekli tüm bilgileri sunmuş olur. Örneğin; kimlik bilgileri, adres bilgileri, iş konusu, sigortalı işçi çalıştırıp çalıştırılmayacağı, muhtasar beyannamenin aylık/üç aylık dönemler halinde .edeceği vb. bilgiler sunulmuş olacaktır.
Adres Değişikliği Bildirimi
Bilinen iş veya ikametgah adreslerini değiştiren yükümlüler, yeni adreslerini vergi dairesine, değişiklik tarihinden itibaren bir ay içerisinde bildirmekle yükümlüdürler (VUK. md. 157).
VUK.nun 163. maddesi 4108 Sayılı Kanunla İş ve teşebbüsün bir yerden diğer bir yere nakledilmesi adres değişikliği sayılır şeklinde değiştirilmiştir. Buna göre, bir vergi dairesi yetki alanından başka bir vergi dairesi yetki alanına işyerini nakleden yükümlüler işi bırakmış sayılmayacak, vergi dairelerince adres değişikliği işlemine tabi tutulacaklardır.
Maddenin değişmeden önceki hükmü uyarınca, yükümlülerin bir vergi dairesi yetki alanından başka bir vergi dairesi yetki alanına işyerini nakletmesi, adres değişikliği sayılmayıp o vergi dairesine işi bırakma, gidilen vergi dairesinde yeniden işe başlama olarak uygulanmakta idi.
Yeni uygulamada yükümlünün işyerini bir vergi dairesi yetki alanından bir başka vergi dairesi yetki alanına taşıması işi bırakma sayılmamakta, yeni vergi dairesince adres değişikliği işlemine tabi tutulmaktadır.
Yükümlünün elinde bulunan kullanılmamış belgelerini kullanmaya devam edebilmesi için; kullanılmamış belgelerin tür ve sayıları tespit edilerek bir tutanak düzenlenir. Bu tutanak vergi dairesi müdürü ve yükümlü tarafından imzalanır. Bu tutanağın bir sureti, adres değişikliğini içeren dilekçe ile birlikte işyerinin nakledildiği vergi dairesine verilir.
Yeni vergi dairesi, yoklama işleminden sonra yükümlülük kaydını yapar. Gerçek kişilerde dilekçe ekinde;
1. Nüfus cüzdanı örneği,
2. Kira sözleşmesi/tapu senedi fotokopisi,
3. Önceki vergi dairesi tutanağı bulunur.
Tüzel kişi tacirlerde işyeri merkezinin naklinde şu belgeler istenir;
1. Dilekçe,
2. Ana sözleşme,
3. Kuruluş ile ilgili Ticaret Sicil Gazetesi,
4. Merkez nakli ile ilgili ortaklar kurulu kararı,
5. Dosyasındaki tescilli belgelerin birer adet Sicil Memurluğu tarafından tasdikli sureti,
6. Belediye tasdiknamesi,
7. Ticaret Sicili Nizamnamesinin 47. maddesine göre tasdikname,
8. 2 adet sirküler kararı,
- Vergi Levhası Asmak
Bilindiği üzere, Vergi Usul Kanunu'nun 5. maddesindeki hüküm uyarınca, gelir vergisi mükellefleri ile sermaye şirketleri her yıl mayıs ayının son gününe kadar vergi tarhına esas olan kazanç tutarları ile bunlara isabet eden vergi miktarlarını gösteren levhayı merkezlerine, şubelerine, satış mağazalarına iş sahipleri ile mükellefler tarafından kolayca okunup görülecek şekilde aşmak zorundadırlar. İlan ve levhalara ilişkin diğer hususlar Maliye Bakanlığı'nca hazırlanan tebliğlerle düzenlenmektedir. Vergileme dönemi olarak kendilerine özel hesap dönemi tanınmış mükellefler ise vergi levhalarını, beyanname verme süresini izleyen bir ay içinde asacaklardır.
Her ne şekilde olursa olsun yıl içinde mükellefiyet tesis ettirenler, mükellefiyetlerinin tesis edildiği tarihten itibaren bir ay içinde vergi levhası tasdik ettirmek ve asmak zorundadırlar.
Mükellefin iş nevi, iş veri adresi veya bağlı olduğu vergi dairesinin değişmesi halinde bu değişiklik, değişikliğin husule geldiği tarihten itibaren bir ay içinde bağlı bulunulan vergi dairesine tasdik ettirilecektir.
Vergi levhası asma zorunluluğu olanlar
Vergi levhası asmak mecburiyetinde olanlar; ticari, zirai ve mesleki kazançları dolayısıyla gerçek usulde vergilendirilen gelir vergisi mükellefleri, ticari kazancı basit usulde tespit edilen gelir vergisi mükellefleri, kurumlar vergisi mükellefi olan anonim, limitet ve eshamlı komandit şirketlerdir. Kooperatiflerin ve iktisadi kamu müesseselerinin vergi levhası asmalarına gerek yoktur. Kolektif şirket, adi komandit şirket ve adi ortaklık gibi şahıs ortaklıklarında, ortakların her birinin ayrı ayrı vergi levhası asmaları zorunludur.
Vergi levhalarının asılacağı yerler
Vergi levhası mükelleflerin sadece merkezlerine değil, tüm işyerlerine asılacaktır. Levhalar iş sahipleri ile müşteriler tarafından kolayca okunup görülebilecek şekilde mükelleflerin
- merkezlerine,
- şubelerine,
- satış mağazalarına,
- taşımacılık yapanların taşıtlarına (taşımacılık deyimi, ücret karşılığında yolcu veya eşya taşımacılığını ifade etmektedir) asılmalıdır.
İşyerinde birden fazla kat veya reyon olması halinde her kat ve reyon için birer levha asılacaktır. Konuyla ilgili 146 seri nolu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile; her katta birden fazla reyon bulunması halinde, o kat için yalnızca bir adet vergi levhasının asılması, bir adet tasdikli vergi levhası bulunduran mükelleflerin bunun tasdiksiz fotokopilerini de kullanabilmeleri uygun görülmüştür.
Turizm organizasyonu faaliyetinde bulunan firmaların, vergi levhalarını sabit işyerlerine asmaları yeterli olup, ayrıca kendilerine ait vasıtalara veya kiraladıkları vasıtalara vergi levhası asmalarına gerek bulunmamaktadır. Ancak, kiralanan vasıtalarda vasıta sahibine ait vergi levhasının asılı olması gerekmektedir.
3. Ödeme Kaydedici Cihaz Kullanmak
Perakende satış yapan birinci ve ikinci sınıf tacirler ödeme kaydedici cihaz kullanmak zorundadır. Ödeme kaydedici cihazlar kullanılmak suretiyle verilen satış fişinde;
· Satış fişini veren kişi veya kuruluşun adı,soyadı ya da unvanı,
· Adresi,
· Bağlı bulunduğu vergi dairesi ve hesap numarası,
· Satılan malların cinsi,bedeli ve toplamı,
· Müteselsil fiş numarası,
· İşlem tarihi,
· Cihazın onaylandığını gösteren sembol ve cihaz sicil numarasının gösterilmesi gerekir.
Ödeme kaydedici cihaz kullanmak zorunda olanlar bunları kullanmaya başlamadan önce vergi dairesine bildirmek ve bunlara ait levhayı tasdik ettirerek işyerlerine asmak mecburiyetindedirler. Her iş günü sonunda mutlaka “Z Raporu” alınması ve saklanması zorunluluğu vardır. Ayrıca her ay sonunda “Z Raporu” alınır.
4. Vergi Suç ve Cezaları
Vergi ilişkisi toplumsal bir ilişkidir ve bu ilişkinin düzenlenmesi için de bazı kurallar getirilmiştir. Bu kurallarla kişilere bazı şeyleri yapmaları, bazı şeyleri de yapmamaları emredilmektedir. Örneğin, mükelleflerin zamanında vergi vermeleri, bazı defterleri tutmaları, bazı belgeleri saklamaları ve vergileri zamanında ödemeleri ya da defter ve belgelerde tahrifata gitmemeleri, vergi idaresini yanıltıcı diğer işlemlere girişmemeleri emredilmektedir. Bu fiillerin bazılarında vergi kaybı ortaya çıkmakta ve devletin mali yönden zarara uğraması söz konusu olmaktadır. Bazıları da kamu düzenini bozucu etkiler yapmaktadır.
Farklı nitelik ve sonuçları olan vergi kanunlarına aykırı fiillerin hepsine birden vergi suçu denir. Dar anlamda ise vergi suçu denilince sadece vergi kaybına yol açan suçlar anlaşılmaktadır.
Vergi suçlarının işlenmesi halinde kişilere bazı yaptırımlar uygulanmaktadır. Bu yaptırımlardan bazıları vergi idaresince uygulanmaktadır. Bu yaptırımlar parasaldır. Bazıları ise, kamu düzenini bozan fiiller olduğundan ceza hukuku anlamında bir suç oluşturmakta ve ceza mahkemesince uygulanmaktadır. Bu yaptırımların tamamına vergi cezası denir. Dar anlamda vergi cezası deyince vergi idaresince uygulanan yaptırımlar anlaşılmaktadır.
Vergi suç ve cezalarının kendine özgü bir yapısı vardır. Burada esas amaç kamu düzeninin sağlanması ve kanunların en iyi bir biçimde uygulanmasıdır. Aynı zamanda vergi borçlarının zamanında ve eksiksiz ödenerek devletin gelir kaynaklarının güvence altına alınması da önemli bir amaçtır.
4.1. Vergi Ziyaı Cezası(Kaçakçılık)
Vergi kaçakçılığı vergi borcu doğmuş olmasına rağmen vergi kanunlarına aykırı düşen hareketlerle verginin hiç ödenmemesi veya kısmen ödenmesidir.
Vergi ziyaı , mükellef ya da sorumlunun vergilendirmeye ilişkin ödevlerini zamanında yerine getirmemesi ya da eksik yerine getirmesi yüzünden verginin zamanında tahakkuk ettirilmemesi ya da eksik tahakkuk ettirilmesidir. V.U.K.’nun 344. maddesinde belirtilen altı durumdan herhangi birinin gerçekleşmesi ile vergi ziyaı ortaya çıkmaktadır. Bu durumlar şunlardır:
· Vergi kanunlarına göre tutulması zorunlu olan defterlere kaydı gereken hesap ve işlemleri, vergi matrahının azalması sonucunu doğuracak şekilde bu defterler yerine tamamen veya kısmen başka defter ve kağıtlara kaydetmek veya diğer kayıt ortamlarında izlemek,
· Sahte ya da içeriği itibariyle yanıltıcı belgeler düzenlemek ya da bunları bilerek kullanmak,
· Belgeleri tahrif etmek, asıllarına uygun olmayan belge ve suretler düzenlemek ya da bunları bilerek kullanmak,
· Zorunlu defter kayıtlarını tahrif etmek ya da bu defterlerde olmayan adlara hesap açmak, her türlü hesap ve muhasebe hileleri yapmak,
· Zorunlu defterlerin sayfalarını yok ederek yerlerine başka yapraklar koymak ya da hiç yaprak koymamak,
· Vergi kanunlarına göre tutulması ve muhafazası zorunlu olan defter ya da belgeleri yok etmek ya da gizlemek.
· Kaçakçılık suçunun cezası karma niteliklidir. Bu suçu işleyen mükellef ya da sorumlulara para cezası verilir. Ayrıca hapis ve teshir gibi yaptırımlarda uygulanır. V.U.K.’nun 345. maddesine göre kaçakçılık yapan mükellef ya da sorumlulara kaçırdıkları verginin üç katı tutarında vergi cezası kesilir. Bu ceza ile birlikte kaçırılan verginin aslı da ödetilir.
4.2. Usulsüzlükler ve Cezaları
V.U.K.’nun 351. maddesine göre usulsüzlük, vergi kanunlarının şekle ve usule ilişkin hükümlerine uyulmamasıdır.